Herkes, hayatında en az bir kere hastaneye gitmiş ve en az bir kere tedavi almıştır. Son yıllarda hastalar artık daha bilinçli bir hale gelmiş, hakları hukuki yollarla aramaya başlamış ve açılan dava sayısında ciddi artışlar gerçekleşmiştir. Biz de son dönemde sosyal medyada sıkça adından söz ettiren hasta haklarına değinmek istedik. Peki nedir bu hasta hakları?
Hastaların en öncelikli hakkı, bilgi isteme hakkıdır. Hasta, başvurduğu sağlık kurumundan ihtiyacı olan sağlık hizmetlerinden nasıl, hangi koşullarda faydalanacağı ve bu hizmetlerin neler olacağı konusunda bilgi alma hakkına sahiptir. Sağlık kuruluşu bu hakkını kullanmak için başvuran hastayı bilgilendirmek zorundadır.
Hastalar aynı zamanda istediği sağlık kuruluşunu seçme, bu sağlık kuruluşunda verilen sağlık hizmetinden faydalanma ve sağlık kuruluşunu değiştirme hakkına sahiptir. Bu hak, anayasal bir hak olup kişiye bağlı haklardandır. Ancak tedaviye başlanmış ise hasta, mevzuat ile belirlenmiş olan sevk sistemine göre hizmet aldığı sağlık kuruluşunu değiştirebilecektir. Böyle bir durumun söz konusu olabilmesi içinse hayati tehlike bakımından tıbben sakınca görülmemesi gerekmektedir.
Sağlık kuruluşunun hizmet verme olanaklarının yetersiz ya da sınırlı olması nedeniyle verilecek sağlık hizmeti başvurusu hemen karşılanamadığında hasta, öncelik hakkının belirlenmesini isteyebilir. Nitekim, Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliği’ ne göre, polikliniklere başvuran hastalara sıra numarası verilir. Muayene buna göre yapılır. Ancak ağır, acil, yaşlı hastalarla sakatlar ve adli vak’alar için sıra gözetilmez.
Hasta, sağlık kuruluşundan teşhis, tedavi ve bakımı için tıbbi gereklere uygun hizmet isteme hakkına sahiptir.
Hasta, mahremiyetine saygı gösterilmesi hakkına sahiptir ve hastanın mahremiyetine saygı gösterilmesi esastır. Bu çerçevede, hastanın bilgilerinin acil durumlar haricinde üçüncü kişilerle (aile, yakın çevre) paylaşılmaması, hastalığın mahiyeti gerektirmedikçe, hastanın şahsi ve ailevi hayatına müdahale edilmemesi gerekmektedir.
Hasta, genel olarak bilgi isteme hakkına sahip olduğu gibi kayıtları inceleme ve başkasına bilgi verilmesini yasaklama hakkına da sahiptir. Bilgi verilmesinin yasaklanması, hastanın birinci dereceden yakınlarını (eş, anne, baba, kardeş gibi) da kapsamaktadır.
Bir kişiye herhangi bir tıbbi müdahalede bulunulabilmesi için hastanın rızasının olması gerekmektedir. Eğer hasta kısıtlı veya küçük ise veli ya da vasisinin rızasının alınması gereklidir. Bunun istisnası ise şu şekilde olabilir: Hastanın velisi/vasisinin olmadığı ya da hazır bulunmadığı zamanlarda yahut hastanın ifade gücünün bulunmadığı durumlarda hastanın rızası aranmaz. Örneğin geçirmiş olduğu bir kaza sonucu ağır yaralı ve bilinci kapalı olarak gelmiş bir hastanın rızası olmadan da tıbbi müdahalede bulunulabilecektir. Çünkü hastanın burada hayati tehlikesi mevcuttur.
Hasta, kendisine uygulanacak olan tedaviyi ya da uygulanmaya başlanan tedaviyi reddetme hakkına sahiptir. Ancak bu durumda tedaviyi reddetmesinden doğacak sonuçlar hastaya çok iyi bir şekilde anlatılmalı ve hastanın yazılı onayı alınmalıdır.
Hastanın, haklarının ihlal edilmesi durumunda, gerek cezai gerekse de hukuki çerçevede her türlü şikayet ve dava hakkı bulunmaktadır. Hakkı ihlal edilen hastanın küçük veya kısıtlı olması halinde, dava ve şikayet hakkı veli ya da vasi tarafından kullanılabilecektir.
Yazar : Gülel Hukuk