Şu sıralar yoğun bir düğün sezonu içerisinde olduğumuz gerçek… Dileğimiz evliliklerin tamamının mutlu bir şekilde ömür boyu sürmesi. Ancak pratikte işler her zaman düşünüldüğü gibi gitmeyebiliyor ve evlilikler bazen boşanma ile sona erebiliyor.
Boşanma, eşleri yoğun bir şekilde yıpratan, oldukça sancılı bir süreç. Bu süreci nispeten kolay atlatmak ise anlaşmalı boşanma ile bir nebze mümkün…
Çekişmeli boşanma davaları, Türk Medeni Kanunu’ndan bulunan belli sebeplere dayalı olarak (örneğin: evlilik birliğinin temelden sarsılması, zina, terk, akıl hastalığı vb.) açılabiliyor. Delillerin toplanmasının zaman alması ve aile mahkemelerinin yoğunlukları sebebiyle, boşanma, en az 2 yıl (bazen daha uzun) sürebilmekte. Bu uzun süreçte, eşler, aileleri ve diğer taraf yakınları psikolojik olarak yıpranmaktalar.
Anlaşmalı boşanma davalarında ise bu uzun süre kısalıyor. Anlaşmalı boşanma davaları Türk Medeni Kanunu’nun 166/3. maddesinde düzenleniyor. Bu dava yoluna nasıl gidilebiliyor? Eşler bir protokol yaparak müşterek çocukların velayetinin kime verileceğini, nafaka ve tazminat verilecekse miktarını, malların kime nasıl verileceğini/dağıtılacağını detaylıca tespit ediyorlar. Bu protokol aile mahkemesinde birlikte dava açabiliyorlar veya eşlerden birinin protokole dayalı açtığı davayı diğer eş kabul ediyor. Davanın ilk duruşmasına eşler bizzat gelerek protokole mutabık olduklarını belirtilerse, hâkimin hakkaniyete ve Türk aile yapısına aykırı bir durum görmemesi halinde, eşler boşanabiliyorlar. Gerekçeli kararın tebliğini takiben 2 haftalık temyiz süresi içerisinde karar temyiz edilmezse boşanma gerçekleşiyor.
Anlaşmalı boşanma davaları için ise evliliğin en az 1 yıl sürmesi şartı var. Diğer bir deyişle evliliğin 1 yıldan az süreli olması halinde ya sürenin geçmesinin beklenmesi ya da çekişmeli boşanma davası açılması gerekiyor.
Yazar : Gülel Hukuk